38, Travma, İyileşme ve Annemin Yüzyılı - Kalan Basım Yayım Dağıtım (Kalan Yayınları)

38, Travma, İyileşme ve Annemin Yüzyılı

150.00 TL

Kitap Hakkında

YAZARIN ÖNSÖZÜ

38 Harekâtı bitip gitti, fakat geride çok fazla travmatize insan bıraktı. Bu insanların yaşadığı travma hikâyesinin peşine düşmek belki de işin en kolay kısmıdır. İşin bir dereceye kadar zor kısmı, travma parçalarını gün ışığına çıkarmaktır; fakat zorluğun büyüğü iyileşmenin nasıl başarıldığını ortaya koymaktır. Bu konuda öncü olabilecek çalışmalar vardır, fakat yeterli sayıda değildir. 38 sağkalanlarının biyografileri çok fazla çalışmaya konu edilmişse de, travma ve iyileşmeye konsantre olan çalışmalar eksik kalmıştır. Yapılan değerlendirmeler ise çoğunlukla iyileşmenin kendi kendine olduğu, o dönem insanlarının güçlü insanlar olduğu ya da o dönem güçlü toplumsal dini dayanışma olduğu şeklinde bütünüyle yüzeysel tahminlerden öteye geçememiştir. Bu yönlü yapılan açıklamalar, hem 38 sağkalanlarının iyileşme yönünde göstermiş olduğu emsalsiz çabayı hafife almış, hem de küçücük çocukların verdiği hayret verici hayatta kalma mücadelesini görmezden gelmek dışında bir şeye hizmet etmemiştir. Şu kesin bir gerçektir: “Ruh yaralandığında, beden haykırır.” (Kellerman ve Hudgins: 2013). 38 sağkalanları “demir insanlar” değildi. Hepsi et ve kemikten yapılmış, duygu ve ruhları olan insanlardı. Onların da bizim gibi psikolojileri vardı. Psikolojileri, çelik ya da demirden yapılmamıştı. Başlarından geçen olayların akıl almaz acılarla dolu sahneler olduğunu izaha bile gerek yoktur. Sağkalanların içinde travma sonrası stres bozukluğuna yakalanmamış olanların sayısı belki bir elin parmaklarını geçmezdi. Çoğunluğun post travmatik semptomlardan muzdarip olduğuna kuşku duymamak gerekir. Çünkü, kesintisiz şekilde mücadele edilmeden iyileşme gösteren travmatize ruh ve beden yoktur. Böylece, akıl almaz şeyler yaşayan 38 mağdurlarının, hiçbir klinik yardım, hiçbir ilaç ve terapötik destek almadan üstesinden geldikleri travmaya karşı mücadelelerini hafife alan yaklaşımların daha konuşmaya başlar başlamaz hata barındırdıkları anlaşılır. Gerçeği inkâr ettikleri için de, genellikle bu konuşmalar rahatsızlık vericidir. Bunun tersi ise, hem gerçekçi olmak hem de 38 sağkalanlarının ortaya koydukları emsalsiz iyileşme başarılarını taltif ederek onurlarını da iade etmek anlamına gelir. Şu kısa örnek asla denk değildir ama yine de konuyu açıklamaya küçük bir katkı yapabilir: Günümüz insanı, işyerinde yaşadığı küçük bir haksızlık karşısında bile altüst olur, klinik yardıma koşar, şansı varsa iyileşir, şansı yoksa bunun etkilerinden uzun süre kurtulamaz. Hâlbuki 38 sağkalanları dehşetengiz bir vahşetten sağ çıktılar. Kopan kafa, kol, bacaklar gördüler. Soyağaçları neredeyse tümden silindi. Hayatta kimseleri kalmadı. Peki, bu insanlar, hiçbir klinik yardım almadan nasıl iyileşti? Dehşetli günleri geride bırakıp yollarına nasıl devam ettiler? Nasıl evlendiler, nasıl yuva kurdular, nasıl başarılı birer ebeveyn oldular? 38 sağkalanlarının emsalsiz iyileşme mücadeleleri hayret vericidir ve kesinlikle zaferlerle doludur.

Kitap Temini: whatsapp sipariş hattından sipariş verilmektedir.