Kitap Hakkında
...
İkinci Dünya Savaşı öncesi dönemdeki Türkiye - Sovyetler Birliği
ilişkileri, Soğuk Savaş atmosferinin yarattığı algının gölgesinde kalmıştır. İki
kutuplu dünyada zaman zaman yaşanan yumuşamalara rağmen, ABD – NATO
cephesinde konumlanan Türkiye için, Sovyetler Birliği en hafif tabirle sürekli
bir “tehdit” sayılmıştır. Bu yaklaşım iki devlet arasında daha önce yaşanmış
yakınlığın göz ardı edilmesi sonucunu doğurmuştur.
Soğuk Savaş dönemindeki parametrelerle şekillenmiş bir yaklaşım
İkinci Dünya Savaşı öncesi dönemdeki, daha somut ifadesiyle Atatürk
dönemindeki Türk – Sovyet ilişkilerinin yakınlığı karşısında muhtemelen
şaşkınlık duyacaktır. Elbette durum, ideolojik bir ortaklıktan öte jeopolitik
değerlendirmelerin sonucuydu.
Büyük iddia ve umutlarla sahneye çıkan Sovyetler Birliği, zorlu bir
mücadelenin neticesinde varlığını konsolide ederken, Çarlık Rusyasının
baskısından nihayet özgürlüğe adım attıklarını düşünenerek, kendi milletleri
için özerklik ya da bağımsızlık arayışına girenlerle de karşı karşıya kaldı. Bu
kitap, Sovyetler Birliği’ni kuran kadro karşısında yenilen Türk ve Müslüman
unsurların, sonrasında Sovyetler Birliği’ne karşı giriştikleri bağımsızlık
mücadelesinin bir boyutunu, Türkiye özelinde ele almaktadır.
Türkiye’nin Sovyetler Birliği’ne karşı mücadeleye girişen Türk ve
Müslüman unsurların çıkardığı yayınlara karşı sergilediği tutum kitabın ana
eksenini oluşturmaktadır. Konu basit bir sansür tutumunun ötesinde,
devletlerarası politikayı ilgilendiren boyutuyla önemlidir.